Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu ve Cezası

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu ve Cezası

Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma Suçu ve Cezası
Giriş

Trafik, modern toplumların hayat damarlarından biridir. Her gün milyonlarca insan karayollarını kullanır; yolcu ve yük taşımacılığı, işe gidip gelme, acil sağlık hizmetleri gibi hayati faaliyetler trafikten etkilenir. Bu yoğun kullanım, sürücüler, yolcular, yayalar ve yol personeli açısından ciddi riskler barındırır. Bu nedenle trafik düzeninin korunması yalnızca idari kuralların uygulanmasıyla sınırlı kalmaz; belli hallerde Türk Ceza Kanunu (TCK) çerçevesinde cezai sorumluluk doğar. Bu metinde “trafik güvenliğini tehlikeye sokma” suçunun kapsamı, unsurları, türleri, cezaları, yargılama süreci, ispat ve savunma imkanları ile uygulamadaki önemli noktaları detaylı ve anlaşılır biçimde ele alacağız.

Hukuki Çerçeve — TCK m.179

Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesi, trafik düzenini ve güvenliğini bozucu fiilleri düzenler. Bu madde üç ayrı fiil grubunu suç sayar ve her bir grup için farklı ceza aralıkları öngörür. Önemli bir husus, TCK 179 kapsamında düzenlenen fiillerin “tehlike suçları” olmasıdır; yani fiilin somut bir zarar meydana getirmesi şart değildir; yeterli olan, başkaları için önemli bir tehlike oluşturulmasıdır. Bu yönüyle m.179’ın korunmak istediği değer kamu güvenliğidir.

Suçun Unsurları

TCK 179 kapsamında suçun oluşması için dört temel unsur vardır: maddi unsur, manevi unsur, hukuka aykırılık ve somut tehlike. Bu unsurların her biri ayrı ayrı değerlendirilir.

Maddi Unsur

Maddi unsur, failin gerçekleştirdiği dış dünyaya yönelik davranışın kendisidir. Trafik düzenini bozacak veya başkaları için tehlike yaratacak fiiller bu kapsamda yer alır. Örnekler:

  • Trafik işaret ve levhalarını sökmek veya yerlerinden kaldırmak,
  • Yola bilinçli olarak engel koymak,
  • Aşırı hızla, kontrolsüz manevralarla (drift vb.) araç kullanmak,
  • Alkollü veya uyuşturucu/uyuşturucu etkisi gösteren madde tesiri altında araç sürmek.

Bu fiillerin mahiyetine göre maddenin 1., 2. veya 3. fıkrası bakımından değerlendirilmesi gerekir.

Manevi Unsur

TCK 179’da öngörülen fiiller genellikle kasten işlenir. Yani failin tehlike yaratabileceğini bilerek ve bu sonucu öngörerek hareket etmiş olması aranır. Taksirli (ihmalkar) davranışlar genel anlamda bu madde kapsamında değilse de bazı hallerde ihmalkâr hareketlerin ayrıntılı değerlendirmesi gerekebilir. Ancak klasik olarak m.179 suçunun temel tipi kastlı suçtur.

Hukuka Aykırılık

Bir fiilin suç oluşturabilmesi için hukuka aykırı olması gerekir. Hukuka uygunluk sebepleri (örneğin meşru savunma, zorunluluk hâli, yetkili makamların talimatıyla hareket edilmesi gibi) mevcutsa fiil suç teşkil etmeyebilir. Örneğin ambulans sürücüsünün acil durumda trafik kurallarını ihlal etmesi belirli koşullar altında hukuka uygun sayılabilir.

Somut Tehlike

TCK 179’un en önemli karakteristiklerinden biri “somut tehlike” unsurudur. Yalnızca kural ihlali ya da estetik olmayan bir davranış suç teşkil etmez; fiilin başkaları için gerçek, ölçülebilir bir tehlike oluşturmuş olması gerekir. Mahkeme ve Yargıtay içtihatları somut tehlikeyi olaya özgü, objektif kriterlerle değerlendirir.

TCK m.179’un Fıkraları (Suç Türleri)

TCK m.179 üç ayrı fıkra halinde düzenlenmiştir; her biri farklı fiil tiplerini ve ceza aralıklarını içerir.

1) TCK 179/1 — Trafik İşaret ve Düzenlemelerine Müdahale
Bu fıkrada trafik işaretlerini bozmak, kaldırmak veya işlevsiz hâle getirmek suretiyle insan hayatını, sağlık veya malvarlığını tehlikeye sokan davranışlar düzenlenir. Örneğin bir kavşaktaki “dur” levhasının sökülmesi sonucu kontrolsüz geçişler, ciddi tehlike yaratabilir. Bu fıkra 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası öngörür.

2) TCK 179/2 — Tehlikeli Araç Kullanma
Araçların tehlikeli şekilde sevk ve idare edilmesi bu fıkra kapsamındadır. Aşırı sürat, kontrolsüz manevralar, yayaların yoğun olduğu yerde süratle araç kullanmak, drift yapmak gibi fiiller örnek oluşturur. Cezası 3 ay ile 2 yıl hapis arasında değişir.

3) TCK 179/3 — Alkol veya Madde Etkisi Altında Araç Kullanma
Alkollü veya uyuşturucu/madde etkisi altında güvenli şekilde araç kullanamayacak durumda direksiyon başına geçmek bu fıkranın konusudur. Cezai yaptırım 6 ay ile 2 yıl hapis aralığında öngörülmüştür. Burada “kullanamayacak halde olma” değerlendirmesi olaya, uzman tespitlerine ve ölçümlere göre yapılır.

Tck’nın 179. Maddesinde alkollü araç kullanmayla ilgili bir hüküm görülmüştür buna göre kaç promil trafik güvenliğini tehlikeye atma suçu oluşturur yazımızda bunu da inceleyeceğiz:
1.00 promil üstünde araç kullanma : 1.00 promil üstünde araç kullanan kişilere Tck’ nın 179/3 maddesi gereğince işlem uygulanır.
0.50 promil üstünde kaza yapılması durumunda : Kazaya karışma durumlarında trafik polisleri sizi alkol muayene testine sokarlar alkolmetre de 0.50 promil üstünde bir sonuç elde edilirse Tck’nın 179/3 maddesi gereğince işlem uygulanır.
0.20 promil üstünde ticari araç kullanma ile kaza yapılması durumunda: Ticari araçlarda kullanma ve Kazaya karışma durumunda araç eğer ki ticari bir araç ise Alkol muayene testinde 0.20 promilin üstünde bir sonuç elde edilirse Tck’nın 179/3 maddesi gereğince işlem uygulanır.

Cezalar ve Uygulama Biçimleri

TCK 179’un öngördüğü ceza tipleri ve uygulama yolları çeşitli olabilir; mahkeme somut olayı, failin kast derecesini, kusurunu, pişmanlık hâlini ve başka hafifletici / ağırlaştırıcı faktörleri değerlendirerek karar verir.

Hapis Cezası

Maddenin fıkralarına göre belirlenen hapis süreleri yukarıda belirtildiği gibidir. Mahkeme uygun gördüğünde hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) veya ceza ertelenmesi gibi uygulamalara başvurabilir (TCK’nın genel hükümlerine göre).

Adli Para Cezası

Mahkeme, şartları varsa hapis yerine adli para cezası verebilir. Bu ceza miktarı ve uygulanması adli para cezasına ilişkin genel hükümler çerçevesindedir.

Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması (HAGB)

İlk defa ve belli koşulları sağlayan suçlular için mahkeme HAGB uygulayabilir. HAGB, suçun sabıka kaydına işlenmemesi, belirli şartların yerine getirilmesi gibi sonuçlar doğurur. HAGB’nin uygulanması TCK’da öngörülen genel kurallara bağlıdır.
Bu kurallar aşağıda açıklanmıştır:

1- Hükmedilen Cezanın İki Yıl veya Daha Az Süreli Hapis veya Adli Para Cezası Olması: HAGB kararı verilebilmesi için, sanık hakkında hükmedilen cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis cezası ya da adli para cezası olması gerekir. Bu, suçun niteliğinden ziyade, mahkemenin somut olayda verdiği cezanın miktarına bağlıdır. Örneğin, TCK 179/2 ve 179/3 fıkraları için öngörülen hapis cezası üst sınırı 2 yıl olduğundan, bu fıkralardan mahkûmiyet halinde HAGB uygulanması mümkündür. Ancak TCK 179/1 fıkrası için öngörülen 1 yıldan 6 yıla kadar hapis cezası nedeniyle, bu fıkradan mahkûmiyet halinde HAGB uygulanması genellikle mümkün olmaz (çünkü ceza 2 yılı aşabilir).

2- Daha Önce Kasıtlı Bir Suçtan Mahkûm Olmamış Olma: Bu, HAGB'nin en temel şartlarından biridir. Sanığın, HAGB kararı verileceği tarihe kadar, kasıtlı bir suçtan dolayı kesinleşmiş bir mahkûmiyetinin bulunmaması gerekir. Taksirli suçlardan alınan mahkûmiyetler bu şarta engel teşkil etmez. Ayrıca, HAGB kararı verilmiş ve denetim süresi içinde kasıtlı bir suç işlememiş olması nedeniyle düşme kararı verilmiş önceki HAGB'ler de bu şarta engel değildir.

3-Kişilik Özellikleri ve Duruşmadaki Tutum ve Davranışları Göz Önünde Bulundurularak Yeniden Suç İşlemeyeceği Kanaatine Varılması: Mahkeme, sanığın geçmişini, suç işleme eğilimini, duruşmadaki pişmanlık gösterip göstermediğini, mağdurla uzlaşma çabalarını ve genel davranışlarını değerlendirerek, gelecekte yeniden suç işlemeyeceğine dair olumlu bir kanaat edinmelidir. Bu, tamamen hâkimin takdirine bağlı sübjektif bir değerlendirmedir. Sanığın duruşmadaki saygılı tutumu, samimi pişmanlığı, mağdurun zararını giderme çabaları bu kanaatin oluşmasında etkili olabilir.

4-Zararın Giderilmesi: Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekir. Bu şart, özellikle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunda, bir kaza veya yaralanma meydana gelmişse, mağdurun tedavi giderleri, araç hasarı gibi maddi zararların karşılanmasını ifade eder. Zararın giderilmesi, HAGB'nin uygulanmasında önemli bir kriter olup, mahkeme bu hususu titizlikle inceler. Zararın giderilmemesi halinde HAGB kararı verilemez.

Seri Muhakeme

Her TCK 179 fiili otomatik olarak seri muhakemeye girmez. Özellikle 179/1 (üst sınırı daha yüksek olan haller) genelde daha ağır suç vasfında değerlendirildiğinden seri usule uygun bulunmayabilir; 179/2 ve 179/3 gibi üst sınırı 2 yılı aşmayan haller daha çok bu kapsama girebilir. (Dosyanın somut niteliği, mağduriyet, zarar, failin geçmişi vs. belirleyicidir.)

İdari Yaptırımlar

TCK 179 cezai sorumluluğu düzenlerken, aynı fiillere bağlı olarak idari yaptırımlar (Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili mevzuat kapsamında para cezası, sürücü belgesine el koyma/süreli men, araç trafikten men gibi) da uygulanabilir. Ceza davası ve idari yaptırım ayrı yollarla yürütülebilir; idari yaptırım, cezai sorumluluktan bağımsızdır fakat ceza hükmü idari kararları etkileyebilir.

Sabıka Kaydı ve Etkileri

Kesinleşen mahkûmiyetler sabıka kaydına işler. HAGB veya cezanın ertelenmesi gibi uygulamalar bu kaydın oluşumunu etkileyebilir. Ayrıca ceza mahkûmiyeti sürücü belgesi ve sigorta primleri açısından da sonuçlar doğurabilir.

Yargılama Süreci ve Usuli Aşamalar

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma iddiasıyla ilgili süreç genellikle şu şekilde işler:

  • Olayın tespiti: Polis, jandarma veya trafik zabıtasınca tespit veya ihbar üzerine müdahale.
  • Delil toplama: Olay yeri tutanakları, kamera kayıtları, tanık ifadeleri, alkol-madde ölçümleri (alkolmetre, kan tahlili), teknik bilirkişi raporları.
  • Cumhuriyet savcılığı aşaması: Soruşturma yürütülür, deliller toplanır, takipsizlik veya kamu davası açılmasına karar verilebilir.
  • Asliye Ceza Mahkemesi/ Ağır Ceza Mahkemesi: Suçun vasfına ve ceza aralığına göre yetkili mahkeme belirlenir; duruşma, savunma, karar.
  • Hüküm ve temyiz: Mahkeme kararı Yargıtay tarafından denetlenebilir.

Usulen dikkat edilmesi gereken hususlar vardır: delillerin hukuka uygun şekilde elde edilmesi (örneğin kan alma işleminin usule uygunluğu), tanıkların güvenilirliği, ölçüm cihazlarının kalibrasyonu gibi teknik konular.

Delil ve İspat Sorunları

Trafik suçlarında ispat genellikle teknik ve olay yerinin somut tespitiyle mümkündür. Öne çıkan delil türleri:

  • Alkollü araç kullanma iddialarında: alkollü araç sürüşünü gösteren alkolmetre sonucu (nefes testi), kan örneği analizi (ilk 24 saat içinde alınması gerekir), sağlık raporları.
  • Uyuşturucu/uyuşturucu etkisi iddialarında: toksikoloji raporları, klinik bulgular, tanıklar.
  • Tehlikeli kullanım iddialarında: kamera kayıtları (plaka tanıma, MOBESE), olay yeri fotoğrafları, araçtaki hasarlar, fren izleri, araç bilgisayar kayıtları (kaza anı verileri).
  • Trafik işaretlerine müdahale iddialarında: güvenlik kamerası görüntüleri, olay yeri keşif raporları, işçinin ya da tanığın ifadeleri.

Delillerin hukuka aykırı şekilde elde edilmesi halinde bu delillerin duruşmada kullanılması sınırlanabilir; savunma tarafı delillerin elde edilme usulünü soruşturmalıdır (örneğin kan örneğinin rızaya dayalı olup olmadığı, cihazların kalibrasyon kayıtları).

Savunma Stratejileri ve Hukuki Savunma İmkanları

Savunma tarafı için değerlendirilmesi gereken pek çok husus vardır. Bazı yaygın savunma argümanları:

  • Somut tehlikenin bulunmadığını göstermek: Fiilin tehlike yaratmadığı somut delillerle ispatlanmaya çalışılır.
  • Kastın sakatlığı: Failin tehlikeyi bilerek hareket etmediğini, kasıt unsuru olmadığını iddia edebilir (örneğin ani bir tıbbi kriz nedeniyle kontrol kaybı).
  • Ölçümlerin güvenilirliğini sorgulama: Alkolmetre bakım-kalıbrasyon kayıtları, kan alma prosedürleri, laboratuvar raporlarının güvenilirliği tartışılabilir.
  • Hukuka uygunluk sebebi: Zorunluluk hali (örneğin ağır bir hastanın acil hastaneye yetiştirme), yetkili kişinin talimatı, meşru müdafaa gibi haller iddia edilebilir.
  • Tanıkların inandırıcılığını ortadan kaldırma: Çelişkili ifadeler, çıkar çatışması, görüş mesafesi gibi hususlar ileri sürülebilir.
  • Teknik hata ve cihaz arızası: Araç sistemleri veya ölçüm cihazlarının arızası ispatlanmaya çalışılabilir.

Avukat desteği burada kritiktir: delillerin toplanması, bilirkişi talepleri, haklı savunmanın etkin kullanılması, taktik belirleme konusunda uzman avukat önemli rol oynar.

Yargıtay Uygulamaları ve İçtihat Eğilimleri

Yargıtay içtihatları genel olarak m.179’da düzenlenen suçların tipik olarak somut tehlike aradığını vurgular. Örneğin:

  • Trafik levhası sökme gibi fiillerde somut tehlikenin varlığı genellikle kabul edilir.
  • Alkollü araç kullanma hallerinde yalnızca promil sınırının aşılması değil, aracın kullanılamayacak derecede olup olmadığı, sürüş tarzı ve somut tehlikenin oluşup oluşmadığı değerlendirilir.
  • Tehlikeli manevra (drift vb.) olaylarında kamera ve tanık kayıtları, aracın gösterdiği kontrol kaybı belirtileri ile somut tehlike tespit edilebilmektedir.

Yargıtay uygulamaları somut olayın koşullarını dikkatle inceler; basit bir kural ihlalinin otomatik olarak TCK 179 suçunu oluşturmayacağını, tehlikenin mahiyeti ve derecesinin önemini sıklıkla vurgular.

İdari ve Cezaî Süreçlerin Birlikte Yürütülmesi

Bir olay hem idari yaptırım hem de ceza davasını doğurabilir. Örneğin alkollü araç kullanma hem trafik idari cezasına (para cezası, sürücü belgesine el koyma) hem de TCK kapsamında ceza davasına konu olabilir. Bu iki süreç ayrı organlar tarafından yürütülür; idari kararlar genellikle idari yargıda, ceza davaları adli yargıda sonuçlanır. Ceza mahkûmiyeti idari yaptırımların ağırlaşmasına yol açabilir; ayrıca sigorta ve tazminat süreçlerini etkileyebilir.

Zamanaşımı

Ceza zamanaşımı süresi, suçun ağırlığına göre TCK hükümlerine göre belirlenir. Zaman aşımı hesaplamaları soyut olarak karmaşıktır ve suçun üst sınırına, hüküm bağlanıp bağlanmadığına, kesintilere göre değişir. Bu nedenle zaman aşımıyla ilgili somut bir sonuca varmak için dosya açısından özel hesaplama gerekir. (Uygulamada farklı suçlar için farklı süreler uygulanmakta; somut olayın niteliği dikkate alınmalıdır.)

Uygulama Örnekleri — Somut Durumlar

  • Bir sürücünün şehir içi yolda drift yapması ve yayaların bulunduğu alana yakın hızla manevra yapması: 179/2 kapsamında değerlendirilip hapis cezası ve idari yaptırım söz konusu olabilir.
  • Kavşakta yön levhalarının sökülmesi sonucu sürücülerin yönleri karıştırması ve tehlike oluşması: 179/1 kapsamında cezai sorumluluk doğar.
  • Alkolmetrede yüksek promil çıkan bir sürücünün kontrolsüz bir şekilde şerit değiştirmesi ve yakın bir kazaya neden olması: 179/3 ve 179/2 unsurları bir arada değerlendirilebilir.

Her vaka olaya özgüdür; kanıtların niteliği, tanık beyanları ve teknik raporlar sonuca etki eder.

Sık Sorulan Sorular (SSS)

Ehliyetsiz araç kullanmak her zaman TCK 179 suçu mudur?
Hayır. Ehliyetsiz araç kullanmak öncelikle idari bir suçtur. Ancak bu fiilin somut olarak başkaları için ciddi bir tehlike oluşturması halinde aynı zamanda TCK 179 kapsamında cezai sorumluluk da doğabilir.

Promil sınırını aştım, sabıkam olur mu?
Alkollü araç kullanma iddiasıyla ceza davası açıldıktan ve mahkûmiyet kesinleştikten sonra sabıka kaydı oluşur. HAGB veya cezanın ertelenmesi gibi uygulamalar sabıka kaydını ve sonucunu etkileyebilir. Promil meselesi, sadece cihaz sonucu değil sürüş biçimi ve somut tehlike açısından da değerlendirilecektir.

Ceza ertelenebilir veya HAGB uygulanabilir mi?
Evet. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve ceza ertelemesi TCK’nın genel hükümlerine göre koşullar sağlandığında uygulanabilir. İlk kez suç işleyenler ve belirli diğer koşulları taşıyanlar için HAGB olabilir.

Avukat tutmak zorunlu mu?
Yasal olarak dava aşamasında özel bir zorunluluk yoktur; ancak ceza davaları teknik ve hukuki karmaşıklıklar içerdiğinden profesyonel bir savunma güçlü bir avantaj sağlar. Avukat delil tespiti, bilirkişi talepleri, strateji belirleme ve duruşma savunması noktasında önemlidir.
Pratik Tavsiyeler (Suçla Suçlanma Durumunda)

  • Olay yerinden kaçmayın; kaçmak suçun niteliğini ağırlaştırır ve delillerin toplanmasını zorlaştırır.
  • Polis/jandarma talimatlarına uyun ancak haklarınızı bilin: gerektiğinde avukatınızı talep edin.
  • Sağlık kontrolü ve kan alımı işlemlerine itiraz yerine, sonuçların bağımsız laboratuvar incelemesi için gerekli itiraz yollarını kullanın.
  • Olay anına ilişkin fotoğraf, video, tanık bilgileri gibi delilleri mümkünse koruyun
  • İdari cezalara karşı idari itiraz yollarını da takip edin; aynı zamanda ceza davası açısından avukat desteği almanız hak kayıplarınızı önlemek için önem arz eder.




Sonuç
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu, toplum güvenliğini korumaya yönelik önemli bir ceza hukuku düzenlemesidir. TCK m.179’un kapsamına giren fiiller somut tehlike yaratmakta olup, ihlalin türüne göre farklı ceza rejimleri uygulanır. Mahkeme değerlendirmeleri olaya özgü delillere dayanır; somut tehlikenin varlığı, kast unsuru, delil güvenilirliği ve hukuka uygunluk sebepleri belirleyici olur. Bu tür iddialarla karşılaşan kişilerin süreci ciddiye alması ve haklarını etkin kullanabilmek için profesyonel hukuki destek alması önem taşır.

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu ve diğer ceza hukuku konularında daha fazla bilgi almak için 
Ankara Ceza Avukatı sayfamızı ziyaret edebilirsiniz.